Siz kaç yıldır elektrik faturası ödemiyorsunuz ?
Peki hiç doğalgaz faturası gördünüz mü ?
Ya da hiç arabanızı benzin istasyonuna çekip, kendi benzininizi aldınız mı?
Hem de kendi paranızla…
Mesela siz, çocuğun bu sene yurt masrafı ne olacak diye düşündünüz mü?
Sınava giriş ücretini ödeyemediğiniz için, sınava sokamadığınız evladınız oldu mu?
Doğru söyleyin eşiniz, pazarda peynirin kilosunun kaç tl olduğunu biliyor mu ?
İlk evinizi nasıl aldınız?
Kaç senedir kira ödemiyorsunuz?
Sıfırdan gelip, kaç mülkünüz oldu?
O milyonluk araçlara sahip olmadan önce, onları ilk ve ancak rüyada görebiliyor olmanızın üstünden kaç sene geçti?
Adınıza kesilmiş tek bir fatura görmeden bunca yıl yaşamak nasıl bir duygu?
Tatile ya da doğduğunuz yerlere giderken bütçe planlaması yapmak zorunda olmadan kaç yıl geçirdiniz?
“Elbette ki en lüks uçak bize ait olmalı” diyecek ruh haline ve imkânlara sahip olalı kaç sene oldu ?
Bunların hiç biri artık sizin sorununuz değil, neden mi? Çünkü o faturaların hepsini biz ödüyoruz.
Boğazınızdan geçen her bir lokmanın ücretini biz ödüyoruz. Size saraylar yaptırıyoruz.
Size dünyanın en pahalı makam uçaklarını alıyoruz. Dünyanın en pahalı arabalarını alıyoruz size ve çocuklarınıza. Çocuklarınızın hepsini yurtdışında, en pahalı okullarda okuttuk mesela, hem de bizimkiler sınava girecek parayı bulamazken. Siz her gün bu milletin çocuklarının geleceğini tehlikeye sokarken, biz sizin çocuklarınızın hepsinin geleceğini garantiye aldık. Başka devletlere itibarınız olsun diye, eşleriniz hanımefendiler alışverişini rahat yapsın diye, gavur ellerinde cadde kapattık. Sizin yediklerinizin içtiklerinizin adını bile bilmeden, telaffuz edemeden hepsinin paralarını biz ödedik. Siz hiç fatura görmeyip, herhangi bir ödeme yapmadığınız için hepsini biz ödedik. Ee, bunları birileri ödeyecekti elbet, biz ödedik. Hatta siz alınmayın diye birçok şeyi de “örtülü ödenek” ten ödedik.
Biz Kim Miyiz?
Yerin 500 m altında asgari ücretle çalışan madencileriz biz. Berber, kasap, mobilyacı, mimar, doktor, öğretmen, sağlıkçı, işçileriz biz… Artık ürün ekemeyen çiftçiler, hayvan yetiştiremeyen köylüleriz…
Meselâ iş çıkışı biraz gezeyim derken tecavüze uğrayan, sonra da size yakın kişiler tarafından “o saatte sokakta ne işi vardı” denilen kadın varya, o da çok faturanızı ödedi sizin.
Millet yahu, millet. Yani bizler. 100 senedir biz bakıyoruz size. Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik.Biraz ses çıkardık, biraz karşı koyduk, biraz itiraz ettik,biraz biz yiyelim/içelim dedik…. OHAL’i bahane ederek KHK adını verdiğiniz kanun Hükmünde Kıyımlarla hepimizi perişan ettiniz. Açlık, yoksuluk, baskı,zulüm ve işkence ile kimimiz öldü. Ölün; ağaç kökü yiyin dediniz. Çok şükür bir yolunu bulup başka işler yaparak karnımızı doyurduk.
Yani o iş sizin bildiğiniz gibi değil. Siz bizim karnımızı doyurmuyorsunuz, biz sizin karnınızı doyurduk. Hatta görülüyor ki başka bir insan olmanızı da sağlamışız.
Hatta sanırım ‘sizi ben yarattım’ deme noktasına gelmenize az kaldı. SUSARSAK !
( Zeytinburnu Belediyesi direnişçisi Kenan Güngördü “Direnişte 794.Gün” )