Okurlarımızdan biri olan, Fatma KILIÇ hanımefendiden aldığımız elektronik mektubu “Sizden Gelenler” sayfasında aynen aktarıyoruz:
“Merhabalar sevgili KHK’lı Platformları Birliği yayın kurulu. Sizleri epeydir takip ediyor ve yapılan haksız ihraçlar karşısında sessiz kalmamanızı, mücadelenizi en içten samimi duygularla destekliyorum. Sizlere gönderdiğim bu elektronik mektubumu yayınlar, sesimizi duyurmaya yardımcı olursanız tüm sağlık emekçileri adına çok teşekkür ederiz.
Ben Fatma KILIÇ, Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma hastanesinde “sağlık teknikeri” olarak görev yaparken, 22 Kasım 2016 tarihinde 677 sayılı KHK ile ihraç edildim. O tarihe kadar hakkımda adli veya idari herhangi bir soruşturma olmamıştır.
Bizler, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, (SES) sendikamızın öncülüğünde, olağanüstü hallerde ve kriz anlarında devlet memuru mantığıyla değil; her ne olursa olsun, ne şekilde gelişirse gelişsin yaşatmaktan yana olduk. İlkesel tavrımızdan hiçbir zaman ödün vermedik. Bilime ve akla güvendik. Bugün geldiğimiz noktada bir kez daha anladık ki bizi kurtaracak olan anlayışımızdır. Bizler ihraç edilen emekçiler olarak gasp edilen haklarımızın, tam da bu küresel salgının olduğu süreçte insanlığın yararı açısından, iademizin yapılmasını talep ediyoruz.
Yararın sağlanması açısından şahsım üzerinden örnek vereceğim: Ben Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi PCR laboratuvarında çalışan tek laboratuvar teknikeriydim, COVID-19 testleri hakkında bilgi sahibiyim. Laboratuvar sorumlusu olarak görev yaptığım için de sahada nasıl davranacağım konusunda tecrübe sahibiyim. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da PCR ile COVID testi yapılmaya başlandı, bu durumda hızlı ve çok sayıda test yapabilmek çok önemli ve ben bu konuda halkımıza yardım etmeye hazırım. Ayrıca şunu da belirtmek isterim, ihraç edilen tüm sağlıkçı arkadaşlarımız müthiş deneyim ve bilgiye sahipler.
Virüsün yayılımını durdurmak için yapılması gerekenlerden biri de personel sayısını arttırmak elbette sayı artarken hastalık kontrol altına alınacak diye bir şey yok. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre 18 bin sağlık elemanı alınacak, kaş yapayım derken göz çıkarmak istemiyorlarsa; ihraç ettikleri kalifiye elemanları da işlerine iade etmeliler. Çünkü yeni işe başlayacak arkadaşlarımız sahayı tanımıyorlar, onlara verilecek hizmet içi eğitimin yanında birlikte çalışacakları tecrübeli elemanların da olması elzemdir. Sağlık emekçisi bu süreçte oluşabilecek krizleri yönetebilme yeteneğine de sahip olmalıdır.
Küresel krizle baş etmenin yolu birlikte ve organize bir şekilde hareket etmektir. Virüsün yayılmasını nasıl engelleyebiliriz, kontrolünü nasıl sağlarız, bunların üzerinde çalışmak lazım. Bu konuda sendikamızın (SES) bazı çalışmaları olmuştur devletin bu çalışmalardan faydalanması gerekmektedir. Kişisel koruyucu malzeme temininin krize dönmesi ciddi bir sorundur, kendini koruyamayan sağlıkçı hasta için büyük bir tehdittir. Bizler bu zorlu süreci birlikte göğüslemekten yanayız, yanlış bir takım kararlardan dönülmesi ülke ve dünya yararına olacaktır. Arkadaşlarımız risk altında çalışırken, bizlerin evde oturması iş alanımızdan uzakta olmamız, hem vicdanen ve hem de mesleğimizi icra edememenin verdiği rahatsızlıkla kötü hissetmemize neden olmaktadır.
Sağlık alanı boşa bırakılmaz.
Sağlık ötelenmez, ertelenemez. Daha fazla yıkımın olmaması için ihraç sağlıkçılar acilen iade edilmeliler.”
Biz de okurumuzun mektubunu buradan siz sevgili okuyucularımıza duyurmak istiyor ve artık “KHK’lı sağlıkçılar göreve hazır” diyoruz!