CHP tarafından organize edilen,35 ilde yapılması planlanan, daha öncesinde İzmir ve Adana’da gerçekleştirilen “CHP, KHK’lılarla Buluşuyor” toplantısının üçüncüsü İstanbul’da yapıldı.
Toplantıda İstanbul KHKlılar Platformu adına Yurdagül Şahin konusma yaptı..Şahin konuşmasında;
“Bizler, Çalıştığı kurumları kapatılarak işsiz kalan 40bin çalışan, güvenlik soruşturması ile işinden edilen veya iş başvurusu kabul edilmeyen 250 bine yakın işsiz, gece yarıları yayınlanan 31 KHK ile ihraç edilen 152 bin kamu emekçisiyiz. İhraç edildiğimizde neden ihraç edildiğimizi bile bilmiyorduk. İrtibat, iltisak, kurum kanaati, milli güvenliği tehdit vb gerekçelerle savunma hakkımızı, masumiyet karinemizi, lekelenmeme hakkımızı hiçe sayarak, 657 sayılı kanunu, yasaları, anayasayı ve uluslararası hukuku devre dışı bırakarak bizi ihraç edenler bizlerin hukuki yollarla hakkımızı arayabileceğimiz yargı yollarını bile kapattılar. Bizlere OHAL işlemleri inceleme komisyonunu adres gösterdiler. OHAL komisyonu kendisine başvuru yapanların büyük çoğunluğunu reddederken medyaya yansıdığı kadarıyla kabul kararlarında da büyük bir şaibeler söz konusu olmuştur.
Red alanlar ise bölge idare mahkemelerinde yıllardır bekletilmekte ve bu mahkemeler OHAL komisyonunun bir tekrarı gibi davranarak bizleri adalete aç bırakmaya devam etmektedirler.
Khk’lılar olarak bizlere 5 yıldır 132+ hak ihlali uygulanarak devlet eliyle işkence yapılmaktadır. Başta çalışma hakkımız olmak üzere, sağlık, sosyal güvence, seyahat, mülk alım satımı, evlat edinme, koruyucu aile olma, bankada var olan paranı çekme, bankadan kredi çekme, birine kefil olma ve en temel vatandaşlık hakkı olan seçilme hakkımız gasp edildi ve hatta İstanbul Büyük şehir belediye başkanlığı seçimlerinde görüldüğü gibi seçme hakkımız sorgulandı, tartışmaya açıldı ve siyasi iktidar tarafından gasp edilmek istendi. İstanbul’da 14 bine yakın ihracın bilincinde olan Siyasi iktidar, bu 14 bin ihracın seçim tercihlerini tahmin ederek bizleri seçim sürecindeki yenilgilerinin belirleyicisi olarak gördü ve bizlerin seçme hakkına el koyarak seçimin kaderini kendi lehlerine çevirmek istediler. OHAL dönemi, 1980 darbesi sonrası yaşananları bile sollayarak milyonlarca insan tutuklandı, gözaltına alındı, ihraç edildi. 80 darbesinde 1402 likler olarak bilinen ve darbe gerekçe gösterilerek işten atılan kamu emekçileri evet kamudan ihraç edilmişlerdi ancak kamu dışında iş bulabiliyorlar veya iş kurabiliyorlardı. Bugün biz KHK’lılar vebalı muamelesi görüyor kod 36 ve kod 37 uygulamaları ile ömür boyu işsizliğe mahkum edilirken çocuklarımız ve yakınlarımız da biz ihraç olduğumuz için cezalandırılıyor, nesilsen nesile Khk’lılığa mahkum ediliyorlar. Yine 80 darbesinde ihraç edilenler yargı yollarına biz Khklılara göre daha kolay ulaşabildiler ve OHAL Komisyonu gibi bir oyalama komisyonu ile başbaşa bırakılmadılar. Yurt dışı yasağına maruz kalmadılar. Biz KHK’lılar ise ülkede yaşama şansımız olmamasına rağmen pasaportlarımız iptal edildiği için yurt dışına çıkıp yeni bir yaşam şansından bile mahrum edilerek ülkede sivil ölüme mahkum edildik. Başka bir ülke şansını zorlayan insanlarda Ege’ de Meriç’te boğulurak yaşamını yitirdi. Kısaca dün cunta eliyle bugün sivil darbeyle haksızlıklar ve hukuksuzluklar katmerlenerek devam etmektedir.
KHK’lar bir hukuk katliamıdır ve yapılan katliamla, insanların yaşamaları, özgürlükleri, işleri gelecekleri ellerinden alınmış, kendi ülkesinde en temel insani ve vatandaşlık hakları gasp edilmiştir.
Khk’lar eliyle kamu emekçilerinin iş güvencesi hiçe sayılmış geçmişi, bugünü ve gelecekleri siyasi iktidarın ve devlet bürokratlarının iki dudağı arasına sıkıştırılmıştır. Siyasi iktidar bizleri ihraç ederek kamuda kadrolaşmanın, yağmanın, adam kayırmanın, rüşvetin önünü açmış kendisine biat eden ve kendi kadroları olan memurlarla kamu hizmetlerini paralı ve pahalı hale getirmiş piyasaya açmıştır.
Kendisi için dikensiz gül bahçeleri yaratmıştır.
Khklarla karşı olmak aslında, hem iş güvencesine sahip çıkmak hem de kamudaki kadrolaşmaya, rüşvete, talana, adam kayırmaya, kapıkulu olan memurlara karşı mücadele etmek demektir.
Bizler Çalışma Bakanlığına bağlı bir sendikaya üye olduğumuz, milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda çalıştığımız ya da çocuğumuzu gönderdiğimiz, piyasada iş yapan bir banka ile işlem yaptığımız, parasız bilimsel laik demokratik bir eğitim sağlık ve kamusal hizmet istediğimiz, haklarımız için sendikal faaliyet yürüttüğümüz için ihraç edildik. Bu gerekçelerle OHAL Komisyonundan red aldık ve yine aynı gerekçelerden dolayı idari mahkemelerden de red aldık. Biz KHK’lılar olarak sayılan hiçbir gerekçeyi suç olarak görmüyoruz ve siyasi iktidara muhalif olduğumuz için ihraç edildiğimizi biliyoruz. Siyasi iktidar ve onun aparatı haline gelmiş komisyon ve mahkemeler ne karar verirse versin biz suçsuzuz ve masumuz.
OHAL komisyonu kuruluşu ve aldığı kararlarla siyasi iktidara hizmette kusur etmemekte bizlerin yargıya ulaşmasının önünde engel olmaya devam etmektedir. Komisyon bu haliyle bizleri oyalamaktan başka bir işlev görmemektedir ve KHK Borsası gerçeği ile de talimatla ve rüşvetle çalıştığını göstermektedir. Biz KHK’lılar olarak OHAL komisyonun vermiş olduğu tüm red kararının iptal edilmesini ve acilen lağvedilmesini talep ediyoruz.
Kamu emekçilerine dönük tarihin en kapsamlı saldırısına ve tasfiyesine rağmen biz KHK’lılar kapsamlı ve bütünlüklü bir mücadele ortaya koyamadık. Evet biz KHK’lılar olarak bu tarihi saldırıya karşı tarihi bir cevap vermedik ancak bunda bizim olduğu kadar muhalif yapıların sendikaların ve siyasi partilerin de bizleri yanlız birakarak payı olduğunu düşünüyoruz. Siyasi iktidar tek merkezden saldırırken ve çok örgütlü iken biz KHK’lılar örgütsüz dağınık güçsüzdük ve aslında yalnız bırakılmıştık. Ne zaman biraraya geldik işte o zaman güçlendik sesimize ses kattık ve gasp edilen haklarımız için mücadele etmeye başladık. Mücadelemiz büyüdükçe karşılık bulacağına emindik ve bugün ki buluşmayı bu ısrarın ürünü olarak görüyor biz Khk’lılara güç katacağına inanıyoruz.
KHKlar hem insan hakları hem demokrasi ve hem de bir emek sorunudur. Khklar bu haliyle siyasi iktidarın tek adam rejimine hizmet etmektedir ve onu tahkim etmenin aracı haline getirilmiştir. Tek adam rejimine karşı olanların, emek, demokrasi ve insan hakları mücadelesi veren herkesin bu taleplerin gerçekleşmesi için KHKlara karşı mücadele etmesi tarihsel bir zorunluluktur. Khk’lar ve OHAL’in sonuçlarından etkilenen yaklaşık 1.5 milyon insanın yaşamını etkileyen bu soruna çözüm bulmak, verilecek olan emek, demokrasi ve insan hakları mücadelesinin büyütülmesi ve tüm bu sorun alanlarının birlikte mücadelesi ile sonuç almak mümkün olacaktır.
Bizler, ihraç edilenler ve OHALden etkilenenler olarak hukuki olarak hak aramanın yanı sıra hak aramanın en önemli yollarından biri olan örgütlenmeyi ve birlikte mücadeleyi tercih ettik. Bundan 3 yıl önce İstanbul’daki Khk’lılar ve OHAL mağdurları olarak, Adana, Osmaniye, Mersin’den sonra İstanbul KHK’lılar Platformunu kurduk.
İstanbul KHK’lılar Platformu olarak İstanbul’da yaşayan yaklaşık olarak 14 bin KHK’lıya ulaşmak ve İstanbul yerelinde ve tüm Türkiye sathında kamuoyu oluşturmak için basın açıklamaları, paneller, forumlar, çay toplantıları, piknikler düzenledik. 5-6 Ekim’de Ankara’da gerçekleşecek olan Khk’lılar büyük buluşması için 2 otobüsle yola çıktık ve Ankara girişinde Kazanda polis tarafından durdurulduk. Amaçları İstanbul’daki KHK’lıları diğer illerle buluşturmamak ve büyüyen örgütlülüğümüzün önünde engeller yaratmaktı. Ancak ne sivil ölüm, ne ağaç kökü, ne de polis barikatları örgütlülüğümüze engel olamadı ve bizler yaklaşık 3 yıldır bulunduğumuz her zeminde KHKların hukuksuzluğunu, yargısız infaz olduğunu anlatıyor sesimize ses katarak çoğalarak büyüyoruz.
Biz İstanbul KHK’lılar Platformu tıpkı diğer platformlar gibi gerçekten beş benzemezin birarayaya geldiği bir örgütlenmeyiz. Ancak bizleri; Khklarla haklarımızın gasp edilmesi, KHKlar sonrası yaşadığımız hukuksuzluklar ve gasp edilen haklarımızı geri alma isteği birayaya getirdi. Bizler neden ihraç olduk sorusu yerine nasıl ihraç olduk, ihraç sonrası yaşadığımız hukuksuzluklar nelerdir? Gasp edilen haklarımızı hangi yol yöntemlerle geri alabiliriz? Soruları etrafında birleşen ve bu birliktelikten güç alan bir örgütlenmeyiz. Khk’lar ve OHAL’in sonuçlarından etkilenenler olarak tüm farklılıklarımıza rağmen gasp edilen haklarımızı geri almak için birlikte mücadele ediyoruz ve haklarımızı alana kadar da bu birlikteliğe ve mücadelemize devam edeceğiz.”dedi..
İstanbul KHK’lılar Platformu