Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), on binlerce hükümlünün cezaevlerinden tahliyesini öngören infaz paketine yönelik önerilerini kısa süre önce AK Parti’ye yazılı olarak iletti. Taraflar geçtiğimiz hafta da Meclis bünyesinde bir görüşme gerçekleştirmişlerdi.
CHP, kendisine taslağı iletilen pakete destek vermek için, “darbeye ve hükümeti devirmeye teşebbüs, örgüt kurmak ve yönetmek” suçları hariç devlete karşı işlenen suçlarda da ceza indirimi yapılması gerektiğini savunuyor.
CHP ayrıca cinsel suçlar ve uyuşturucu suçları için öngörülen koşullu salıverme oranının 3/4’ten 2/3’ye indirilmesini ve cinsel suçlar ve uyuşturucu ticareti için koşullu salıverme oranının değiştirilmesini de uygun bulmuyor.
Anayasa hukuku profesörü ve CHP milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu, euronews Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Adi suç ve suçlular değil, ancak siyasal suç ve suçlular af kapsamında yer alabilir. Yapılacak iyileştirmede, öncelik tutuklulara, fikir suçlularına ve siyasal suçlara verilmeli” diyor.
Çocuk istismarı kapsam dışı olmalı
Kaboğlu’na göre; kasten adam öldürme ve çocuk istismarı suçları infaz kapsamında herhangi bir kolaylıktan yararlandırılmamalı.
Kaboğlu, “Türkiye’de temel sorun olarak “adil yargılanma hakkı” ekseninde yargı reformu hep gündemde tutulmalı. Mahpusların eşitliği, haysiyet bakımından da ele alınmalı. Genel olarak, demir parmaklıkların arkasına geçmek kolay olmamalı” diyor.
“İnfaz kanun teklifi hazırlığı, Covid-19 nedeniyle hızlandırılmış üçüncü yargı paketi çalışması izlenimini veriyor” diyen Kaboğlu’na göre, “gündeme getirilen öneri taslağı, varolan hazırlığı, Covid-19 salgını nedeniyle genişletmeyi ve hızlandırmayı mı, yoksa yalnızca koronavirüs sebebiyle mahpus sağlığı açısından yasa yoluyla tedbir mi alınmasını mı amaçlıyor?” ön sorusunun yanıtlanması gerekiyor.
Dolayısıyla, CHP, teklif metninin kapsamını ortaya koyacakları amaç yönüyle değerlendirmeyi, devletin mahpusların yaşamlarını korumaya ilişkin hukuki nitelikteki pozitif yükümlülüğünü siyaseten araçsallaştırmaktan kaçınması gereği bakımından önemli buluyor.
Kaboğlu, “Ceza indirimi veya af, palyatif ve konjonktürel çözümler olup, asıl hedef “adil yargılanma hakkı” ekseninde kapsamlı bir yargı reformu olmalıdır” diyor.
Adil yargılanma hakkına dair yedi ana ilke
Kaboğlu’na göre, siyasal partiler, adil yargılanma hakkının yedi ana ilkesi üzerinde uzlaşmalı: (1) Mahkeme hakkı, (2) Mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi, (3) Suçsuzluk karinesi, (4) Savunma hakları, (5) Silahların eşitliği ilkesi, (6) Gerekçeli karar hakkı, ve (7) yargı kararlarını uygulama yükümlülüğü.
“Hapishanelerin doluluğu, terör suçu tanımının fazla geniş tutulması, siyasal suç yelpazesinin belirsizliği, fikir suçlarının yaygınlığı, hatta niyet sorgulaması yoluyla söylenmeyen sözlerden sorumlu tutulma şeklinde hukuka tamamen yabancı uygulamalar, kısacası, adil yargılama hakkının asgari standartlarına uyulmaması nedeniyle, demir parmaklıkların dışında kalması gerekenlerle içinde olması gerekenler arasında ayrım çizgilerinin belirsizleşmiş olmasından kaynaklanmaktadır” diyor Kaboğlu.
Mahpusların yaşam hakkının, devletin sorumluluk ve yükümlülük alanında olduğunu, mümkün olduğunca nesnel, adil ve eşit bir düzenleme yapılması gerektiğini anımsatan Kaboğlu, “infaza ara vermek” gibi seçenekler üzerinde de durulması, siyasi suçlular, gazeteciler, avukatlar, seçilmişlerin öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Bir diğer deyişle, ceza indirimi ve/veya af düzenlemesinde öncelikli olarak şiddet kullanmamış olan siyasal suç ve suçluların, bunlar arasında özellikle “fikir suçları” veya suçlularının yararlandırılması gerektiği savunuluyor.
İki öneri getirilebilir
Kaboğlu’na göre, Covid-19 pandemisi düzenlemenin nedenini oluşturduğuna göre, AK Parti’ye iki öneri götürülebilir:
“Yasa teklifi kabul edilse dahi infazı tamamlanamayacak olanlardan Covid-19 virüsünün bulaşması durumunda ölüm tehlikesini artırıcı kronik rahatsızlığı veya kanser gibi ağır rahatsızlığı olanların pandemi süresince cezalarını evde çekmeleri gibi bir tedbir önerisi ve bu hasta kategorisi için CB anayasal yetkisini kullanabileceği göz önüne alınarak, yasal düzenlemeyi daha soğukkanlı bir biçimde yapmak.”