Emperyalist- Kapitalist sistem tarafından başta Filistin Halkı olmak üzere Orta Doğu Halklarının kanıyla beslenen ve palazlanan İsrail’in kurulduğu gün Filistin Halkının özgürlük mücadelesi de başlamıştır. İşgalci İsrail devleti kurulduğu günden bu yana Filistin Halkının topraklarını gasp etmiş, Filistin Halkını, kadim topraklarında cehenneme mahkum etmiştir. Tankı, silahı ile baskı gözaltı tutuklama kaçırma öldürme vb siyonist devlet terörüne rağmen bunun karşısında her zaman taş atan çocuğundan direnen kadın ve erkeğine Filistin Halkı baş eğmemiş ve hatta gösterdikleri direniş ile ezilen mazlum halkalara yol göstermişlerdir.
İşgalci İsrail devleti Filistin Halkının Özlem ve taleplerine pervasızca saldırıyor. Çünkü arkasında emperyalist kapitalist sistem var. İsrail’in görevi emperyalizm adına Orta Doğu gibi çok farklı toplulukların barış ve kardeşlik içinde yaşamasını engellemek ve bu özlemi boğmak ve halkaları birbirine düşman etmektir. İsrail kurulduğundan bu yana Emperyalist- Kapitalist sistemin Orta Doğu’daki taşeronu ve tetikçisidir.
İsrail’in Filistin Halkına karşı yaptıkları gayri- meşrudur. Emperyalist-kapitalist sisteme ve onun savaş politikalarına karşı çıkmadan İsrail’e karşı olmak yetmez. Filistin Halkının yanında olmak aynı zamanda egemen dünya sistemine karşı olmayı gerektirir.
İsrail’in mazlum Filistin halkına saldırılarını kınıyor ve bir kez daha Filistin halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Yine, Filistin’de siyasal İslam’ın temsilcisi olan HAMAS’ın, İsrailli sivillerin yaşam alanlarına yaptığı bombalı saldırıları da kınıyoruz.
Ancak bizler sadece siyonist İsrail’i ve siyasal İslamcı HAMAS’ı kınamıyoruz. İsrail’le açık gizli bir çok anlaşmaya imza atan, BOP’un(Büyük Ortadoğu Projesi- Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi) eş başkanlığını birlikte yürüttükleri Siyasi iktidarı da kınıyoruz. Filistin Halkına onca eziyet eden İsrail’i ilk tanıyan devletlerden biri olan TC hamasi söylemler dışında gerçekten kimin yanındadır(!) bilinmemektedir.
Yine İsrail’in Filistin Halkına dönük saldırılarını kınayan siyasi iktidar Filistin Halkı müslüman olmasa idi İsrail’le tüm ilişkilerine rağmen bu kınamayı bile yapabilir miydi(!)
Bir halkın özlem ve isteklerinin haklılığından bağımsız sadece Müslüman kardeşim hamasetini de kınıyoruz. Dil din ırk cinsiyet mezhep ayrımı yapmadan mazlum olan tüm halkların desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Irkçı ve dinci anlayışlara yapılan kınamaların insanlık ve halklar yararına olmadığını düşünüyor ve siyasi iktidarın sadece dinci saiklerle yaptığı bu kınamaları kınıyor ve samimi bulmuyoruz.
Yine İsrail’i Filistin Halkına yaptığı saldırıları kınayan siyasi iktidar yanıbaşındaki Kürt Halkının özlem ve taleplerini bizzat devlet aygıtının tüm güçlerini seferber ederek boğmaya çalışan, Taybet Ananın, Tahir Elçinin, 12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ın bedeninden kalan parçaları annesinin eteğine toplamaya çalıştığı Ceylan’ın, Ankara’nın göbeğinde bedeni patlatılan Veysel’in katili değil midir? Yanıbaşında Hakları için mücadele edenleri baskı, gözaltı, işkence, tutuklama, kaçırma, öldürme vb devlet terörünün uygulayıcısı değil midir?
Filistin’e yönelik siyonist saldırıda içindeki insanlarla birlikte cami yakıldı. Biz Türkiye halkları için bu görüntüler çok tanıdık geldi. Biz bu görüntüleri Maraş’tan, Çorum’dan 2 Temmuz 1993 Sivas’tan tanıyoruz. Biz 33 Alevi aydın ve sanatçının siyasal İslamcılar tarafından güpegündüz yakılarak can verdigini televizyon ekranlarından canlı izledik. Biz on yıllardır yok sayılan asimile edilen Alevileri, Ezidileri, Hristiyanları gördük.
Yanıbaşındaki halkların, inançların, dillerin mezheplerin, kimliklerin yok olması için elinden geleni yapan ve Onların özlem ve taleplerini kanla bastıran bir siyasi iktidarın Filistin Halkına sahip çıkması hiç samimi değildir. Siyasi iktidarın bu samimiyetsiz ve iki yüzlü tutumunu kınıyoruz.
Siyasi iktidar Filistin Halkını gerçekten destekliyorsa İsrail’le yaptığı tüm gizli açık antlaşmaları iptal etmeli ve tüm ilişkilerini bitirmelidir. BOP Eşbaşkanlığından vazgeçmelidir. Yanıbaşında hakları için direnen mazlum Kürt halkının taleplerini kabul etmeli rehine aldığı siyasi tutsakları serbest bırakmalıdır.
Ezilen ve yok sayılan tüm inançlara eşit yurttaşlık hakkı tanınmalı, Maraş’ın Çorum’un Sivas’ın katilleri bulunmalı ve hesap sorulmalıdır.
Siyasi iktidar devlet gücünü kullanarak işçi ve emekçilere yönelik KHK, Kod 29, güvenlik soruşturması gibi saldırılara ve son beş yıldır uyguladığı KHK rejimine son vermelidir.
Dünyanın neresinde olursa olsun olsun kimliğine bakmaksızın ezilen mazlum hakların yanında olmalıdır.
Toplumsal barış eşit haklar temelinde gönüllü birliktelikler için mazlum halkların yanında mücadele etmek tarihsel bir sorumluluktur. Başta Mazlum Filistin halkı olmak üzere tüm mazlum halkların özlem ve taleplerini destekliyor halkların özlem ve taleplerine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin kınıyoruz.
Direnen Halklar mutlaka kazanacak!
Filistin halkına özgürlük!
İşgalci İsrail Ortadoğu’dan defol!
KHK’lı Platformları Birliği