KHK’lı Platformları Birliği’nden Çağrı: OHAL ve KHK’lara Karşı Mücadeleyi Büyütelim

Paylaş

20  Temmuz sivil darbesinin ardından kamu emekçilerine yönelik tarihin en büyük saldırılarından biri olan KHK’larla 140 bin kamu emekçisi ihraç edildi. Kamu emekçileri hareketi, tarihin bu en büyük ve en  kapsamlı  saldırısına tarihi bir cevap veremedi.

KHK’larla başta çalışma olmak üzere en insani ve en temel haklarımız elimizden alındı.

KHK’larla iş güvencemiz hiçe sayıldı bir gece yarısı kamusal ve kazanılmış tüm haklarımız gasp edildi. 

KHK’larla masumiyet karinemiz, savunma hakkımız, adil ve evrensel hukuka göre yargılanma hakkımız yok sayıldı.

KHK’larla  657 sayılı kanun idari ve adli yargı süreci hiçe sayıldı ve devre dışı bırakıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin en kapsamlı saldırısına tarihi bir cevap verilemeyerek kamu emekçileri bir başına ve çaresiz bırakıldı. Bunda kamu emekçileri örgütlerinin kabahati olduğu kadar örgütsüz olan biz kamu emekçilerinin de kabahati büyüktür.

Bizler KHK saldırılarının 2. Yılında il il örgütlenmeye başladık. Bu gün 35 ilde örgütlüyüz ve KHK’lı Platformları  Birliği çatısı altında gasp edilen haklarımızı geri almak için  birlikte mücadele ediyoruz.  

Bizler; siyasi, dini, etnik, mezhepsel, kültürel tüm farklılıklarına rağmen bir araya gelen, bu farklılıkları zenginlik olarak gören bu farklılıkların farkında olarak birlikte mücadele etme iradesi ortaya koyan ihraç kamu emekçileriyiz.

Bir bölümümüz emek, demokrasi ve barış mücadelesi verdiğimiz bu amaçla grev, eylem, etkinliklere katıldığımız için bir bölümümüz ise zamanında suç olmayan faaliyetlerimizden( Sendikaya üye olmak, bankaya para yatırmak, gazateye abone olmak ve okumak, MEB bağlı okullarda, dersanelerde çalışmak veya bu okullara çocuklarını göndermek vb) kaynaklı “suçlu” ilan edilerek ihraç edildik.

Bizler neden ihraç edildik sorusundan bağımsız nasıl ihraç edildik ve ihraç sonrası karşılaştığımız anti demokratik uygulamalar sorusu temelinde bir araya gelen ve  gasp edilen haklarını geri almak isteyen tüm ihraç kamu emekçileriyle yol yürümek isteyen birlikte ve örgütlü mücadeleye inanan bir yapıyız.

KHKlar hem demokrasi sorunu, hem emek sorunu, hem de insani bir sorundur. Hem bu sorunlarla içiçe geçmesi hem de etkilediği toplumsal kesimlerin çok fazla ve çok boyutlu olması nedeniyle artık toplumsal bir soruna dönüşmüştür.   

KHK’lar hukuksuzdur, adaletsizdir, keyfidir, belirsizdir, yargısız infazdır, sistematik ve ağır işkencedir, sivil ölüme mahkum edilmektir, geleceğimiz ve en temel haklarımız devlet bürokrasisinin ve kurum amirlerinin iki dudağı ve bir imzası altındadır ve bunlar bizzat devletin talimatıyla  gerçekleşmektedir. Tam da bu saydığımız nedenlerden kaynaklı demokrasi sorununun çok önemli bir parçasıdır ve tam da bu yüzden demokrasi mücadelesinin çok önemli bir parçasıdır.

KHK’lar çalışma hakkımız ve aslında iş güvencemizin, emeklerimizle kazandığımız haklarımızın  yok sayılmasıdır.  Sadece bu kadarla da kalmayıp kod 36-kod 37 gibi kodlarla hayat boyu işsizlik dayatmasıdır. Tam da bu yüzden emek sorunudur ve tam da bu yüzden emek mücadelesinin bir parçasıdır.

KHK’lar aynı zamanda bir insani sorundur. Kurulan OHAL İnceleme Komisyonu ile ihraç kamu emekçileri oyalanmakta umutsuzluğa itilmekte ve 4. 5 yıldır umut tacirliğine maruz bırakılmaktadır.  KHK’lılar alay edilircesine öldükten sonra işe iade edilmektedir.   Yaşadığımız bu süreçte 100 den fazla KHK’lı intihar etmiş 700’e yakın KHK’lı kanser gibi hastalıklardan ölmüş, onlarca KHK’lı çocukları ile Meriç’te boğulmuş, on binlerce KHK’lı özgürlüğünden edilmiş cezaevine mahkûm edilerek siyasi tutsak haline getirilmiştir.  KHK’lılar Toplumsal tecride mahkûm edilmiş ve yalnızlaştırılarak çaresizliğe itilmiştir. Kendi doğduğu topraklarda dünü bugünü yarını yok edilerek mültecileştirilmiştir.

OHAL ve KHK’lar sadece biz kamu emekçilere dönük bir saldırı olmadı elbette. OHAL ve KHK’lar binlerce gazete, televizyon, kurum kapatılarak muhalif basın sindirilmek susturulmak istendi.  Kürt seçmeninin iradesi yok sayılarak HDP belediyelerine kayyumlar atandı. Bilimsel Demokratik ve özerk kurumlar olması gereken Üniversitelere kayyumlar atanarak bilim siyasi iktidarın hizmetine sunulmak istendi.    

Yine Ohal ve KHK’larla toplantı gösteri yürüyüş hakkı engellenerek toplumsal muhalefet susturulmaya ve baskı altına alınmaya çalışıldı. 

Toplumsal muhalefet ve muhalefetin her bir bileşeni siyasi iktidarın hedefi haline getirilerek Ohal/ KHK’larla tek adam rejimi tahkim edilmeye çalışıldı.

Ancak Ohal ve KHK rejimine rağmen işçiler emekçiler kadınlar öğrenciler khklılar susmuyor bulundukları zeminlerde mücadele etmeye devam ediyor.

Gelinen noktada OHAL/ KHK’lar artık tüm sonuçları ile toplumsal bir soruna dönüşmüş durumdadır ve OHAL/ KHK’lara karşı mücadele toplumsal mücadelenin vazgeçilmez bir parçası ve öznesi haline gelmiştir. Hepimiz biliyoruz  ki  Toplumsal sorunlar verilecek toplumsal mücadeleler ile çözüme kavuşacaktadır. 

Bizler emek, demokrasi ve insan hakları mücadelesi veren platformlar birliği olarak verdiğimiz mücadele ile toplumsal mücadelenin bir parçası ve öznesi olmak zorundayız. Mücadelemizin büyüyüp yaygınlaşması için daha fazla dayanışmaya ve daha fazla birlikteliğe ihtiyacımız var.  

Toplumsal mücadelenin parçası ve öznesi olduğumuzda daha yaygın örgütlenecek ve gasp edilen haklarımız için daha güçlü mücadele edeceğiz.  

Emek, demokrasi ve insan hakları mücadelemizde duyarlı kamuoyunu bizimle dayanışmaya ve birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. 

KHK’lı Platformları Birliği

, ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir