Yılların hukukçusu Ertuğrul Günay, bağımsız gazeteci Çağlar Cilara’nın Youtube kanalına konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Günay, meclisteki infaz yasasına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Dünya çapında dayanışmayı gerektiren bir salgınla karşı karşıyayız. Ama biz içerde bile dayanışmayı yeteri kadar başaramıyoruz.” diyen Günay’ın açıklamalarına ilişkin bazı başlıklar şöyle,
Cezaevleri Kapasitesinin Çok Üzerinde 100 Bine Yakın Fazlalık Var
Kapasitesinin üzerinde dolu olan cezaevlerinde yüz binlerce insanı hijyenik olmayan ve son derece sıkıntılı koşullarda tutuyorsunuz. Salgın olmasa bile çok sakıncalı bir durum. Burada cezaevlerinin rahatlaması konusunda, tutuklu kalması zorunlu olmayanlardan başlayarak bir tahliye süreci başlayabilir diye bir tartışma başladı.
Muhalif Aydınlar, Akademisyenler ve Gazeteciler Konuşulmuyor
“İnfaz yasası” adı altında sinsi bir af yasası çıkarılıyor aslında. İnfaz tartışmaları sadece hüküm almış kişilerin üzerinden, nasıl olurda bazılarını çıkaralım, bazıları kalsın şeklinde yürüyor. Tutukluluk ve hükümlü olmak başka şeyler. Tutuklu olanlar konuşulmuyor. Tutuklu olanlardan, 1 yıldır tutuklu olan daha iddianamesi bile olmayan, delilleri saklama ve kaçma ihtimali olmayan insanlar var. Bu durumda gazeteciler, politikacılar, sadece iktidarın karşıtı düşündüğü için aydınlar, akademisyenler var. Bunlar konuşulmuyor. Adam öldürme, kadınlara çocuklara karşı işlenen suçlar, uyuşturucu suçları, bunlar tutuklu yargılansın. Bunların dışında; düşünce suçlularını, trafik suçlarını, kader mahkûmu denilen hayatında ilk defa suç işleyenleri, tahliye edin diyoruz günlerdir.
Türkiye’deki terör tanımı, siyasi baskı altında geniş yorumlanıyor. Bu tanımın değişmesi gerekiyor!
Terör, şiddetle ilgili bir şeydir. Fikrinizi, düşüncenizi uygulamak için şiddet kullanmış olmak veya şiddet kullanmaya kalkışmış olmak gerekir. Terör suçu budur. Şiddet içermeyen sözleri, düşünceleri terör diye nitelendirirseniz içerisi on binlerce, terörle katiyen ilgisi olmayan, hayatında şiddetin, zor kullanmanın kenarından geçmemiş insanları içerde tutarsanız, inanılmaz bir terör suçu kapsamı ortaya çıkar.
Sosyal Barış Adaletle Olur
Devletin, başkasına karşı işlenen suçları affetmekte cimri, kendisine karşı işlenen suçları affetmekte cömert olması gerekir, biz tam tersini yapıyoruz. Siz, birisine zarar vermiş kişiyi lütfedip çıkarıyorsunuz ama bir fikir söylemiş, gazeteye yazı yazmış, televizyonda hoşunuza gitmeyen bir cümle kullanmış, size karşı sosyal medyadan eleştirel bir mesaj yazmış diye içerde tutuyorsunuz. Bu düşünceleri terörle irtibatlandırarak içerde tutarsanız bu toplum vicdanını incitir, bundan barış da çıkmaz.”dedi.
